Hayatını Sorgula!

                                   

                                       Hayatını sorgula!





Yaptığımız herşey Allah rızası için olmalı. Bu hayatta ilk anne karnında kendimizi buluyoruz,doğuyoruz büyüyoruz biraz sonra iyi bir yer kazanmak istiyoruz sonra okul bitiyor biriyle tanışıyoruz evlenmek istiyoruz evleniyoruz çocuğumuz oluyor tüm sermayemiz odur diyoruz onun hayatı için çabalıyoruz.2.çocuk istiyoruz yeni bir ev almak gerekiyor daha fazla çalışmalıyız diyoruz. Artık gece gündüz demeden sadece geleceğimiz için çalılıyoruz. Yaş oluyor 60 çocuklar evleniyor. Geriye bakıyoruz anne karnında ne güzelmiş herşey ekmek elden su gölden. Şimdide çok ağırlaşmışız, hastalıklarımız bir hayli artmış. Ömrümüzün son demlerini yaşadığımızı farkediyoruz. 
Tedirginlik, üzüntü beliriyor yüzümüzde herşey bunun için miydi? Ben koskoca 60 yıllık ömrümde ahiretim için ne yaptım diyoruz. Hayatı sorguluyoruz ama geç kalmışız sonraki gün üzerimize  kara topraklar dökülüyor yine bir karanlıktayız tıpkı anne karnındaki gibi.
İnsanların büyük çoğunluğu benzer şekilde tıpkı bir yaprak misali savrulur durur yaşam içinde. Öyle sıkı bağlanır ki hayata, birgün öleceğini unuttuğu gibi ölüm sonrasıyla ilgilide kayda değer bir hazırlık yapmaz kendine. Oysaki ömür; anne karnı ile toprak altındaki iki karanlık arasında yakılan bir kibrit alevi gibidir. Alev almasıyla sönmesi an meselesidir. 23 Müminun Suresi 12-16
Necip Fazıl’ın çok güzel bir sözü vardır.
Ân oluyor bir garip duyguya varıyorum!
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?..
Amaçsız yaşamaz insan. Boş ve faydasız şeyler dahi olsa az çok bir takım hedefler koyar kendine yaşamı içinde.
Dünyevi birçok şeye karşı yoğun bir ilgi ve merak duyarken bazen bu arayışını dahi sorgulamaz. Kendine fayda sağlayıp sağlamayacağına bakmadan sayısız şeyi merak eder de hayatı boyunca bir kez olsun “Neden var oldum?” ya da “Varlığımın bir amacı var mı? diye sormaz kendine. Kaçımız sorgulamıştır hayatı? 
Kimim ben? Neden varım? Varlığımın bir amacı var mı? Varlığımın sonsuz olmadığını biliyorum peki öldükten sonra bana ne olacak? 
gibi pek çok soruyu sormadan kendimize göçüp gidiyoruz bu hayattan.
Yunan filozofu Sokrates’in dediği gibi esasen sorgulanmamış bir hayat yaşanılmaya değer değildir.
İnsanlar birşeylere sahip oldukça hep daha fazlasını ister. Onla tatmin olmaz. Bu durumun kişiyi mutsuzluğa kaçınılmazdır. Oysaki insanı insan yapan şey; ruhuna ve manevi doğasına özen göstermesidir. Aksi takdirde manevi doğasına aykırı davrandığı için mutsuz ve eksik olacaktır.
Hayatı anlamlı kılan şey insanın hem dünyası hem de ahireti için faydalı işler yapması ve yaşama değer katmasıdır.
Bir çiçek bile gerek rengi gerekse kokusuyla etrafına güzellik saçar. Oysaki çoğu insan yaşamı nefes alma, yeme-içme ve eğlenmekten ibaret gördüğünden sıradan bir çiçek kadar bile fayda sağlamadan göçüp gider bu dünyadan.
“Hayatımız bir işe yaramayıp boşu boşuna geçtiyse, onu yitirmekten ne korkuyorsunuz? Daha yaşayıp da ne yapacaksınız? 
Montaigne
Bence herşeyi bir kenara bırakmalı insan hayatına bakmalı kendini sorgulamalı. Yönünü , yolunu seçmeli.
Seçtiği yoldan emin olmalı ve gönül rahatlığıyla bundan sonra devam etmeli. Amacı bu dünyayı mı kazanmak yoksa bu dünyayla birlikte ebedi dünyayı da mı kazanmak?
Eğer her ikisiyse dönüşümüzün Allah’a olduğunu bilip kendimize çeki düzen vermeliyiz.
62 Cuma Suresi 8 
Ve iki güzel ayetle yazımı bitireyim. 
Her canlı ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. İğreti- sefil hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka birşey değildir.
3 Ali İmran Suresi 185

İş onların söyledikleri gibi değil. Onlar o kıyamet saatini yalanladılar. Ve biz, kıyamet kıyamet saatini yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır. O, onları uzak bir yerden gördüğünde onlar onun kaynayan öfkesini be uğultusunu işitirler. Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıklarında , orada haykırırlar:
“Nerdesin ey ölüm!” Bugün bir ölüm çağırmayın, birçok ölümü davet edin. Deki: “Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sonsuzluk cenneti mi? O cennet korunanların ödülü ve dönüş yeridir.”
25 Furkan Suresi 11-15 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZAMAN TÜKETİMİ